Kokonun Tarihçesi Dini Ritüeller
Dini Ritüeller Koku, hayatımızdaki yerini belirgin bir biçimde ilk olarak MÖ 6000 yıllarında Eski Mısır’da güneş tanrısı RA’ya tapınmak için güneş doğarken kullanıldı. Kekik, biberiye ve nane yakılarak çıkan koku, ibadette bir ritüel haline geldi.
İlk kokulu merhemler, Neolitik Çağ’da, MÖ 7000-4000 yılları arasında, zeytin ve susam yağı ilke kokulu bitkilerin karıştırılmasından elde edilir. Kokunun ilk çıkış noktası aslında ibadettir.
Tevrat’ın Çıkış bölümünde Tanrı, Hz. Musa’ya üzerinde her sabah ve akşam tütsü yakacağı akasya ağacından bir sunak yapmasını emreder. Daha sonra zeytinyağında mür, tarçın, kokulu kamış gibi maddeler ile yapılacak olan kutsal yağın ve tütsünün ayrıntılı tarifi verilmiştir. Bu yağın ve tütsünün kutsal amaçların dışında başka bir amaç için kullanılması ise kesinlikle yasaktır.
Dinsel, resmi törenlerde ve özel dini bayramlarda tütsüler kullanan İbraniler, vücutlarına kokulu merhemler de sürerlerdi. Kokulu maddelerin kullanımına İncil’de de rastlanır. Hz. İsa dünyaya geldiğinde, Doğu’nun Üç Bilge Kralı, Gaspar, Baltazar ve Melkior, hediye olarak altının yanı sıra ona Mür ve Akgünlük kokularını sunmuşlardı. Hıristiyanlar da tıpkı Musevilik’te ya da çok tanrılı dinlerde olduğu gibi, kokulu yağları ve tütsüleri dini törenlerde, kutsal emanetlerin yağlanmasında ve mekanların kokulandırılmasında kullanıyorlardı.
Antik Yunan’da kokuların bir diğer önemli kullanım alanı dinsel törenlerdi. Bütün dini törenlerde aşırı miktarda kokulu madde tüketiliyor, kurbanlar akgünlük ve şarap ile birlikte yakılıyordu. Ölülerin yakılması bir gelenekti. Cenazelerde akraba ve arkadaşları ölünün yakıldığı odun yığını üzerine akgünlük serper, şarap dökerlerdi. Daha sonra kemikler ve küller şarap ile yıkanır, kokulu merhemlerle karıştırılarak dekoratif kavanozlarda saklanırdı. Bu kavanozların konulduğu mezarlara, ölüye saygının bir ifadesi olarak, kokulu çiçek ve kremler yerleştirilirdi.
Nar & Sole
Here’s to you